Sevgili Dostlar,
Başkalarının isteklerine ve hayallerine sahip çıkmak insanın kendi özündeki potansiyeli ortaya çıkarmasına en büyük engeldir. Ne yazık ki çoğumuz annemizin babamızın istek ve hayallerine farkında olmadan gerçekleştirmeye çalışırken kendimizi yakalayıp vazgeçiyoruz bazılarımız ise farkında olmadan kendilerine ait olmayanların peşinden koşup yoruluyor, üstelik ne keyif alabiliyorlar ne başarı geliyor ne de bolluk bereket...
Bu döngüye bir süreliğine belki herkes girer ama onemli olan fark edip çıkmaktır. Hata yapmak en güzel öğrenme yoludur.
Bakın Einstein bile bir süre kendisine ait olmayanların peşinden koşmuş ama sonra fark edip kendini gerçeklemiştir.
Modern fiziğin kuramlarının oluşmasında büyük katkıları olan, İzafiyet Teorisi' nin yaratıcısı Nobel ödüllü Albert Einstein okulu hiç sevmemiş, bugünkü adı "ETH Zürich" olan "Swiss Federal Polytechnic Enstitüsü"ne gitmek için başvurmuş ancak giriş sınavında başarısız olduğu için, İsviçre'de Aarau'da eğitimine devam etmiştir. Burada elektrik mühendisliği eğitimi almıştır.
Fakat bunun aslında kendisinin değil babasının isteği olduğunu ve babasının istediği gibi elektrik mühendisi olamayacağını anlayarak okulu bırakmıştır. İki yıl sonra 1896'da "Swiss Federal Polytechnic Enstitüsü"ne matematik ve fizik öğretmeni olmak için gitmiş ve kendine ait olan o muhteşem yolu bulmuştur.
Einstein bile eğitim evresinde ailesinin yönlendirmelerine karşı koyamamış kendine ait olmayan yollarda kısa da olsa yürümüştür. Neyse ki kendi gerçek yolunu bulması çok uzun sürmemiştir.
Acaba babasının isteklerini gerçekleştirmeye çalışsaydı nasıl bir yaşamı olurdu ve en önemlisi Einstein olabilir miydi?
sevgiler,
Deniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder